Aysal, taraftarın bütün merak ettiklerini Akbay’a anlatırken, “Bir sağ bek, bir stoper bir de forvet alabiliriz” şeklinde konuştu.
Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, Efsane Gazeteci ve Yazar Ertuğrul Akbay’a içini döktü…
Ünal Aysal’a;
Galatasaray’ın mali durumuyla ilgili bir sürü spekülasyon yapılıyor. Bu konuda ne dersin, diye sorunca şöyle anlattı;
“Galatasaray’ın Spor Toto Süper Lig’deki kulüplerin hiçbirinden daha fazla mali riski ve sıkıntısı yoktur. Kulüp elindeki imkanları en iyi şekilde değerlendirerek… Yalnız Türkiye’deki en üst standardı değil… Avrupa’nın en üst standardını yakalamış durumdadır. Ve bütün Avrupa kulüplerinin arasında 17. güçlü mali güce ulaşmıştır.”
Ünal Aysal, benim Galatasaray Lisesi’nden ortaokul ilk sınıfından beri arkadaşımdır.
Bu eski dostluğun dışında da hiçbir ticari…
Mesleki ve sosyal bir ilişkim olmamıştır.
Netice olarak, dostluğumuz hiçbir çıkara dayanmaz.
Aramız da başkan-gazeteci ilişkisinden daha ileridir. Bu nedenle, önemli maçlara özel uçağıyla giderken beni de davet eder.
Hele bir de galip gelirsek dönüşte keyfimize diyecek yoktur. İzmir’deki Atletico Madrid ile Soma için yapılan yardım-dostluk maçından dönerken de keyfimiz fena değildi.
Ünal Aysal’a;
Maçı nasıl buldun, diye sordum.
Bana;
“Takımın oyunu da, oyuncular da, teknik direktörün oyun anlayışı da beni mutlu etti. Sezon başı olmasına karşın iyi bir oyun çıkardılar. Her geçen gün daha iyi oluyoruz. Fenerbahçe maçına kadar daha da iyi hazırlanacağız. Özellikle de, belirtmek isterim ki… Taraftarımızın mutluluğu benim mutluluğumdur. Onları mutlu etmemiz için de, her maçımızı kazanmamız gerektiği bilinci içindeyim” dedi.
Aysal’a sordum;
Yeni oyuncu almayı düşünüyor musun?
“Kadrodaki bütün oyuncularımdan memnunum.
Ama, teknik direktörümüz gerek görüp isterse…
Bir sağ bek, bir stoper, bir de forvet oyuncusu alabiliriz.”
Yabancı mı?
“Yerli de, yabancı da olabilir. Hiç fark etmez.”
BAŞKANLIK ÇOK ZOR
Bir gerçek var ki;
Başkanlık zor bir iş…
İşini gücünü bırakıp takımının başarısı için çalışacaksın.
Maddi-manevi fedakarlık edeceksin. Elinden geleni yapacaksın.
Takımın galip gelmesi için en iyi oyuncuları…
En iyi teknik direktörlerden birini almaya gayret edeceksin.
Neticede…
Sezon sonunda şampiyon olursan iyi…
Taraftarın alkışlarıyla dünyalar senin olacak.
Mutluluktan uçacaksın…
Taa ki, yeni sezona kadar.
Peki!
Ya şampiyon olamazsan?
İşte, o zaman senden kötü başkan olmaz.
Bütün emeklerin boşa gider.
Kimse topun “yuvarlak” olduğunu düşünmez bile…
Bir de seni çekemeyen gruplar taraftarı kışkırtırsa o zaman daha da üzülürsün. Hele, bir de Galatasaray gibi… Avrupa ve Türkiye’de…
Zaferlere, şampiyonluklara doymayan bir kulübün başkanı olursan… İşin daha zor olur.
Allah yardımcın olsun sevgili arkadaşım Ünal Aysal…
Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, Efsane Gazeteci ve Yazar Ertuğrul Akbay’a içini döktü…
Ünal Aysal’a;
Galatasaray’ın mali durumuyla ilgili bir sürü spekülasyon yapılıyor. Bu konuda ne dersin, diye sorunca şöyle anlattı;
“Galatasaray’ın Spor Toto Süper Lig’deki kulüplerin hiçbirinden daha fazla mali riski ve sıkıntısı yoktur. Kulüp elindeki imkanları en iyi şekilde değerlendirerek… Yalnız Türkiye’deki en üst standardı değil… Avrupa’nın en üst standardını yakalamış durumdadır. Ve bütün Avrupa kulüplerinin arasında 17. güçlü mali güce ulaşmıştır.”
Ünal Aysal, benim Galatasaray Lisesi’nden ortaokul ilk sınıfından beri arkadaşımdır.
Bu eski dostluğun dışında da hiçbir ticari…
Mesleki ve sosyal bir ilişkim olmamıştır.
Netice olarak, dostluğumuz hiçbir çıkara dayanmaz.
Aramız da başkan-gazeteci ilişkisinden daha ileridir. Bu nedenle, önemli maçlara özel uçağıyla giderken beni de davet eder.
Hele bir de galip gelirsek dönüşte keyfimize diyecek yoktur. İzmir’deki Atletico Madrid ile Soma için yapılan yardım-dostluk maçından dönerken de keyfimiz fena değildi.
Ünal Aysal’a;
Maçı nasıl buldun, diye sordum.
Bana;
“Takımın oyunu da, oyuncular da, teknik direktörün oyun anlayışı da beni mutlu etti. Sezon başı olmasına karşın iyi bir oyun çıkardılar. Her geçen gün daha iyi oluyoruz. Fenerbahçe maçına kadar daha da iyi hazırlanacağız. Özellikle de, belirtmek isterim ki… Taraftarımızın mutluluğu benim mutluluğumdur. Onları mutlu etmemiz için de, her maçımızı kazanmamız gerektiği bilinci içindeyim” dedi.
Aysal’a sordum;
Yeni oyuncu almayı düşünüyor musun?
“Kadrodaki bütün oyuncularımdan memnunum.
Ama, teknik direktörümüz gerek görüp isterse…
Bir sağ bek, bir stoper, bir de forvet oyuncusu alabiliriz.”
Yabancı mı?
“Yerli de, yabancı da olabilir. Hiç fark etmez.”
BAŞKANLIK ÇOK ZOR
Bir gerçek var ki;
Başkanlık zor bir iş…
İşini gücünü bırakıp takımının başarısı için çalışacaksın.
Maddi-manevi fedakarlık edeceksin. Elinden geleni yapacaksın.
Takımın galip gelmesi için en iyi oyuncuları…
En iyi teknik direktörlerden birini almaya gayret edeceksin.
Neticede…
Sezon sonunda şampiyon olursan iyi…
Taraftarın alkışlarıyla dünyalar senin olacak.
Mutluluktan uçacaksın…
Taa ki, yeni sezona kadar.
Peki!
Ya şampiyon olamazsan?
İşte, o zaman senden kötü başkan olmaz.
Bütün emeklerin boşa gider.
Kimse topun “yuvarlak” olduğunu düşünmez bile…
Bir de seni çekemeyen gruplar taraftarı kışkırtırsa o zaman daha da üzülürsün. Hele, bir de Galatasaray gibi… Avrupa ve Türkiye’de…
Zaferlere, şampiyonluklara doymayan bir kulübün başkanı olursan… İşin daha zor olur.
Allah yardımcın olsun sevgili arkadaşım Ünal Aysal…
