Hızlı Konu Açma

Hızlı Konu Açmak için tıklayınız.

Son Mesajlar

Konulardaki Son Mesajlar

Reklam

Forumda Reklam Vermek İçin Bize Ulaşın

Warhammer: Battle March

İntifada

Uzman Üye
Uzman Üye
Bursaspor
Katılım
5 Ocak 2014
Mesajlar
1,865
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Konum
BURSA
Strateji oyunları PC oyunları denince akla ilk gelen ve geçmişi en fazla olan türlerden birisidir kesinlikle, ancak son zamanlarda Strateji türü PC sahiplerine özel bir tür olmaktan çıktı ve özellikle bu sene konsollar, özellikle de Xbox 360 hiç görmediği kadar strateji yapımı ile tanıştı, Universe At War: Earth Assault, C&C 3: Kane’s Wrath, Supreme Commander, EndWar, Civilization Revolution gibi oyunlar PC ile konsol arasındaki boşluğu kapatmada oldukça önemli adımlar attı. Konsol strateji partisine yeni gelen misafir ise Deep Silver, Black Hole ve Namco Bandai’nin Warhammer: Mark of Chaos uyarlaması olan Warhammer: Battle March.

Yılların eskitemediği Warhammer fantezi evreni üzerine kurulan Battle March, geniş çaplı orta çağ usulü savaşları tattırıyor bizlere, üstelik bu sefer Xbox 360 karşısında. Battle March aslında 2006 sonlarında PC için çıkmış olan Warhammer: Mark of Chaos’un genişletilmiş ve cilalanmış bir sürümü. Ki asıl oyuna eklenen özellikler aynı zamanda bir genişleme paketi olarak PC sürümü için de çıktı Warhammer: Mark of Chaos – Battle March isminde. Oyunun giriş sahneleri ve tanıtım videoları etkileyici ve göze iyi hitap ediyor, karakterler son derece detaylı ve aksiyon, dram, şiddet ve yetenekli bir biçimde gelişiyor. Düşüş ise tam bu noktada başlıyor maalesef.



Giriş videosundan ve oyun arabiriminden asıl oyuna başlayınca yaşanan şok gerçekten büyük ve unutulmaz cinsten. Hani artık çoğumuz alışmıştık, oyunlarda giriş ve ara sahne videolarının oyunun normal motoru ile yapılıp kaydedilmesine, böylece genellikle video ve oyun arasında fark olmazdı, Black Hole nedense bu yapımı için bu yolu tercih etmemiş, haliyle girişte görsel şölen yaşadıktan sonra insan oyunun da öyle olmasını bekliyor ancak bulduğunu alamıyor. Battle March, Mark of Chaos’dan grafik bakımından çok önde değil, hatta grafik geliştirmeleri minimumda tutulmuş diyebilirim, bugün ve yeni nesil için çıkan bir oyunun daha iyi grafikler ile karşımıza çıkması gerekir, ancak taraflı bir Warhammer fanı olarak bu kısmı benim için pek bir sorun teşkil etmiyor, hatta strateji oyunlarında grafik en son değerlendirme kıstası olduğundan şahsım için, X360 sahiplerine böyle bir oyunu konsollarında oynama şansı buldukları için yatıp kalkıp dua etmelerini salık veriyorum.



Renk olarak Battle March ağırlıklı olarak gri ve kahverengi tonlarına sahip, ki aslında bu zaten Warhammer minyatür savaş oyununun geleneksel renklerindendir (Ork ve Cultist’ler dışında), Warhammer fantezi evreni orta çağın Avrupa’sından esinlenmiş bir evrendir, bir kısmı Orta, Doğu ve Kuzey Avrupa temasından gerçekten kara ve sert iken kalan kısmı da aslında daha çok Güney Avrupa esintileri taşır. Battle March’ın Warhammer fantezi evrenini video oyunu olarak karşımıza çıkarması elbette çok güzel bir şey ama insan aç gözlü bir varlık, hep daha fazlasını istiyor. Neyse, oyuna dönelim. Battle March’da öncelike İmparatorluk kumandanı Stefan von Kessel’in rolünü üstlenerek ordularına hüküm ediyoruz, oyunun sonrasında ise bu sefer Orc güçlerinden Thogar the Blooded One olup küçük yeşil dostlarımıza kumanda etmeye çalışıyoruz. (Not: Orc’lar insansıdan çok asalağımsı, mantarımsı birer yaratık oldukları ve içgüdüleri ile hareket ettikleri için Warhammer’da, Orc ordusuna kumanda etmek çok daha başka bir şeydir aslında.) Oyunun tek oyunculu hikaye modunda üç harekat var, İmparatorluk, Chaos ve Orc. Piyasadaki çoğu gerçek zamanlı strateji oyununun aksine, Battle March sizi kaynak yönetimi ile uğraştırmıyor. Üretim binaları, tarlalar, imalathaneler inşa edip odun keserek birlikler üretmek gibi şeyler bir askerin değil, sivil bir bürokratın görevi olduğundan sizin tek düşünmeniz gereken ordunuz ve bu kanlı savaşı nasıl kazanacağınız. Oyunun odağı orduyu toparlayıp kurmakta ve savaşa götürüp yeteneklerini en iyi şekilde kullanmak üzerinde. Her bölüm görevler üzerine kurulu ve başarı için gerekenler oyunun başında size brifing olarak iletiliyor, birincil ve ikincil görevler, Dawn of War serisinden alıştığımız şekilde. Yani sizden bir kaleyi almanız isteniyorsa bölüklerini seçip, yerleştirip savaş patlak verince hareketlerine kontrol ederek zafere ulaşmaya çalışacaksınız.



Zafer sadece ordunuzun askerlerine nasıl manevra yaptırdığınıza bağlı bir şey değil onları savaşa nasıl hazırladığınız da önemli. Savaşlar arasında bazı yerleşim birimlerini, kasabaları ziyaret etme fırsatınız var ve bu fırsatı askerleri ve kahramanları iyileştirmek, güçlerini arttırmak hatta ölenleri canlandırmak için kullanmanız menfaatinize olur. Warhammer fantezi evreninin ordularındaki en önemli faktörlerden biri kahramanlardır, kahraman birlikler diğerleri gibi takım şeklinde hareket etmeyen güçlü ve pahalı tekil birimlerdir, kahramanları (Heroes mantığı ile düşünün) silahlar, zırhlar ve büyülü ekipmanlar ile büyünün ta kendisiyle donatabilirsiniz, doğru kullanıldığında savaşın kaderini değiştiren birimler bunlar. Orduya ekstra yetenek katmaları dışında moral de katıyor ve karşı tarafın kahramanları ile başa çıkmak için kullanılıyorlar. Deneyim kazanan askerlerinizi, kahramanlarınızı ve kuşatma silahlarınızı savaşlar arasında geliştirebilir, rütbe atlatabilirsiniz, ordunuzun saflarını güçlendirmek adına zırhlar, özel silahlar ve elit birlikleri ordunuza katmak da cabası. Takımların başına koyacağınız elit birimler, kumanda subayı görevi görerek askerlerin taktiksel, fiziksel ve ruhsal yönlerini güçlendiriyor.

Konsol strateji oyunlarının karşısındaki en büyük düşman, özellikle de köklerini bir PC sürümünden alan oyunlar için, kontrol şemasıdır. Komplike klavye ve fare kontrol düzenini tek bir oyun kolu ile sağlamak, her strateji oyununun baş belasıdır, özellikle de gerçek zamanlı olanlar için. Warhammer: Battle March’ın karnesinde bu ders çok iyi bir notla geçemiyor ne yazık ki. Sorun tercih edilen sistemin yanlış veya kullanışsız olmasından kaynaklanmıyor aslında çünkü yapımcılar konsol RTS oyunlarında tercih edilen klasik pop-up radyal menüleri kullanmak yerine farklı bir yön seçmişler. Silah, zırh ve eşya kullanımı dışında oyunun kontrolleri daha yenilikçi ve daha kaba diğerlerine göre, emirler vermek ve birimleri seçmek için analog tuşların, yön tuşlarının, ön butonların ve normal A-B-X-Y tuşlarının kombine bir şekilde kullanımını gerektiren bir sistem var. İşe yarayan bir sistem kesinlikle, hiçbir eksikliği yok, sadece alışılagelenin dışında olduğu için öğrenmesi biraz zaman alıyor, doğrusu kaynak yönetimi olmayan bir strateji oyunu için olması gerekenden daha fazla.



Eğer MMO oyunlarda makrolamaya alışıksanız, Battle March oynarken çok sıkıntı çekmeyeceksiniz, çünkü WH: BM ardı ardına gelen çatışmalar ve savaşlar üzerine kurulu ve bunlar oldukça hızlı başlayabiliyor çoğu zaman, bu da hızlı düşünme ve ağır kontrol şemasını doğru ve etkili bir biçimde kullanma yeteneği gerektiriyor, yani kısaca hız önemli. Bir savaş strateji oyunu olarak sürekli karşınıza savaşlar çıkıyor, bunda da şaşılacak bir şey yok, kimse size zaten aksiyon veya RPG vaat etmedi bu oyun için, o yüzden hazırlıklı olun, ve oyunun eğitim bölümünü dikkatle, gerekirse birden fazla kez oynayın ve oyun kolu ile sayısız tuş kombinasyonları üzerine kurulu derin bir ilişki kurmaya hazır olun.

Genel olarak Warhammer: Battle March deneme yanılma yöntemi ile oynayacağınız bir strateji oyunu, Dawn of War serisi gibi taktiksel ağırlık olmadığı için daha sık savaşlar görüp daha çok asker kaybetmeniz olası. Oyun size fazla yardımcı olmuyor ordunuzu zafere götürme işinde. Stratejik karşılaşmalar yerine sürpriz elementi bol bol size karşı kullanılıyor. Çünkü asla karşınıza neyin ve nasıl çıkacağını bilemiyorsunuz, oyun size tavsiyelerde bulunuyor ama, savaşa başlamadan önce nasıl bir orduyu savaş alanına sürmeniz gerektiğini oyuna bırakabilirsiniz. Bu konuda acemiyseniz işinize yarayacak güzel bir özellik, ama ben işlerin kendi kontrolümde olmasını severim. Stratejik kararlar almada da oyunun bana vereceği tavsiyelere şüphe ile yaklaşırım, çünkü şüphe yerine kabul edip takip ettiğimde işlerin çok daha zorlayıcı olabileceğini gördüm. Dedim ya, deneme yanılma meselesi. Oyunda dost, düşman ve kendi askerlerinizin yapay zekası pek iç açıcı değil, tamam ilk çıktığında rahatsız etmiyordu belki ama arada çıkan yeni strateji oyunlarında çok daha iyi olabileceğini gördük. Savaşlarda karşınıza çıkacak düşmanın sayı ve pozisyonu hakkında kesin ve yeterli taktik bilgi sunulmuyor size, savaşların başındaki konuşlandırma fazı da bu sebeple çok bir işleve sahip değil , yani neyle karşılaşacaklarını bilmediğim zaman askerlerimi nereye koyduğumun bir önemi olabilir mi?



Yakınmalarıma bakmayın, böyle olması oyuna aslında çok güzel bir gerçekçilik katıyor, öteki türlü fazla gerçek dışı ve sıkıcı olurdu ancak yine de biraz daha fazla ipucu alsak fena olmazdı. Savaşlar içindeki çeşitli deneme yanılma safhalarından sonra atlıların ne zaman ve nasıl okçularınızın ortasına hücum edeceğini tahmin edebiliyorsunuz neyse ki. Gerçek bir kumandan gibi dikkat ve gözlem isteniyor sizden.

Battle March’ın en büyük eksisi sanırım enformasyon eksikliğinden kaynaklanıyor, oyun çoğu yerde sizin neyi nasıl yapmanız gerektiğini söyleme konusunda cimrilik yapıyor, başınıza gelmeden anlayamıyorsunuz, hata yaptığınızda da uyarılmadığınız için bazen çok geç olabiliyor. Oyunda bir süre ilerledikten sonra İmparatorluk güçleri olarak ikiye ayrılır kumanda ve değişken bir biçimde kimi zaman Von Kessel olarak insanlara, Elf kahramanı Aurelion olarak da Elf ordusuna kumanda ediyorsunuz ve iki ordu güçlerini birleştirip Chaos’un hordasına karşı mücadele ediyor. Aslında reel anlamda iki ordu birbirinden epey uzak bir şekilde savaşıyor ama aynı düşmana farklı noktalardan farklı ordular kullanarak saldırıyorlar. Size başta söylenmeyen şey ise iki ordunun kaynaklarını ortak paylaşarak kullandığı, yani bir ordunun başındayken o ordu için bol keseden altın harcayıp güzelce donattığınızda askerleri, diğer ordu için kullanacak altın kalmadığını acı bir biçimde görüyorsunuz. Altın ise oyunda savaş esnasında toplanıyor, düşmanlardan düşen altınları kahramanlarınız topluyor, oyundaki tek kaynak toplama esası bu. Ancak orduların ortak bir kasası olduğundan harcama yaparken dikkatli olmanız gerekiyor. Ayrıca orduya katacak kılıçlı savaşçınız kalmadıysa diğer ordu için de kalmıyor.


Toplanan altın ortak bir yerde birikip ortak bir şekilde harcanırken, savaş alanından toplanan diğer şeyler için aynı olay geçerli değil. Düşmanlardan düşen yahut etrafta bulunan eşyalar (silah, zırh, büyü vs) yine kahramanlar tarafından toplanıyor ancak iki ordu arasında paylaşılamıyor. Altına gelince komünal paylaşım ama eşyalara gelince bulan alır şeklinde işliyor. Haliyle, ordunuzda kimsenin işine yarmayacak şeyleri ötekiler kullanır deyip boşuna toplamayın.

Warhammer strateji oyunları bir çok anlamda diğer RTS ve taktik strateji oyunlarından farklıdır. En büyük özelliklerinden birisi ise normalden biraz daha hızlı olması. Oyun hızlı başlar, hızlı gelişirsiniz, ordunuz hızla güçlenir ve bir süre içinde elinizin altında kumanda ettiğiniz bir savaş makinesi olur. Düşmanlar da bu şekilde giderek artıp güçlendiğinden git gide yükselen heyecan, adrenalin ve zevk deneyimlenir. Yukarıda sayılan zorlukları saymazsak, Battle March size bunların hepsini büyük bir zevk ile sunuyor. Kontrolleri çözmek yeterli. Warhammer: Battle March, klasik masaüstü minyatür oyunu ile aynı evreni ve birlikleri kullanıyor, modellemeler de bu minyatürler üzerinden gerçekleştirilmiş, elinizin altında standart askerler olan baltacılar, piştovlular, toplar, çekiçli cüceler ile elit birlikler olan elf Gümüş Miğfer’ler, ve orc tarzı War Boss’lar var. Her birimin kendine ait özellikler var, ve bazı alanlarda savaşta imtiyazlı olurken bazı konularda zayıflar. Haliyle karşılaşılan durumda hangi askerleri nasıl kullanmanız gerektiğine dikkat etmeniz gerekiyor, çünkü zafer burada yatıyor. Atlılara karşı okçuları değil, uzun baltaları olan piyadeleri koymak her zaman için daha çok işe yarar. Bölükleriniz için zırh, silah ve yetenek geliştirmeleri yapabilirsiniz, kuşatma silahlarınız içinde, yani asla elinizdeki askerler ilk çıktıkları hali ile kalmıyor, isteklerinize göre donatıp yönlendirebilirsiniz onları, işte bu his size gerçekten bir orduyu yönetiyormuşsunuz tadını veriyor.


Yaşanan dramatik hissiyat Skirmish ve çok oyunculu modlarda daha da fazla hissediliyor, çünkü bu modlarda kendi kişiselleştirilmiş ordunuzu yaratıp kendi belirlediğiniz özelliklere göre seçip donatarak yapay zeka veya başka bir insan düşmana karşı koyuyorsunuz. Strateji oyunlarına mikro yönetim işini sevenler Battle March’ı oldukça tatmin edici bulacaktır, oyunun ordu yaratma kısmındaki detay miktarı ve sizin yapmanıza izin verilen şeyler inanılmaz. Harcamak istediğiniz parayı belirleyin, ırkınızı seçin ve gönlünüze göre harcayın (ya da paranız bitene kadar). Sonrasında daha da derine inerek askerlerinizi kişiselleştirebilirisiniz, yüzlerini, miğferlerini ve kıyafetlerini istediğiniz gibi ayarlayabilirsiniz. Değişiklikler öyle çok efsanevi şeyler değil ve savaş alanında çok yakına zoom yapmadığınız sürece belli olmuyorlar belki ama genel olarak oyuna kattığı değer takdire şayan. Karakter modellemeleri ve animasyonlar ise oldukça hoş doğrusu, jenerik aksiyonlar askerlere ve orduya daha bir gerçekçilik katıyor, savaş başlamadan önce sabırsızlıkla mevzi değiştirip yerlerini almaya çalışan silahlı askerler, sizin seçtiğiniz zırh ve kıyafetleri giymiş askerler gerçekten görülmesi gereken bir manzara. Dengeli bir kahraman, piyade, okçu, atlı ve kuşatma silahları karışımı sağlayabilirseniz ordunuza ismini koyup rakibinize karşı saldırıya başlayabilirsiniz.

Çok oyunculu modlar RTS oyunları için önemli bir husustur, Warhammer: Battle March da oldukça işlevli bir online çok oyunculu yapıya sahip içinde. Online oyunda herhangi bir sorun ile karşılaşmıyoruz, Xbox Live iyi çalışmış bu oyun için. Karşınızdaki rakibin yapay zeka değil de başka bir insan olması da işleri oldukça değiştiriyor neticede. Kontrolleri çözüp oyunun ana mekaniklerini kavradığınızda zevk almamanız içten bile değil. Oyunun görseli dışında diğer etkileyici öğesi ise müzikleri. Warhammer ile adı ortak anılan ünlü ve başarılı besteci Jeremy Soule bir kez daha çok iyi iş çıkartmış.


Warhammer seviyorsanız, ve strateji oyunları da size cazip gelen şeyler ise Battle March’ı oynamamak için hiçbir sebep yok, bir tane dışında, eğer bir PC’niz varsa, boşuna konsolda uğraşmayın derim, PC üzerinde oynaması hem daha kolay hem de PC ortamında çok daha geniş bir online kitlesi var oyunun. Üzülerek konsollar için daha eğlenceli ve daha az sinir bozucu oyunlar olduğunu kabul ediyorum, özellikle de konsol oyuncularının daha hızlı, daha düz ve kolay oyunları tercih ettiğini düşünecek olursak onlar için uygun olan başka strateji seçenekleri de vardır. Bir başka artı ise olur da Warhammer Online oynamayı düşünüyor fakat evren hakkında kendinizi yetersiz hissediyorsanız bunu alıp oynayarak MMO’ya başlamadan önce güzel bir deneyim kazanabilirsiniz. Battle March, Mark of Chaos için muhteşem bir eklenti, ancak X360 oyunu olarak aynı başarıyı paylaşamıyor, delikanlılık edip oyunun hızını ve tadını konsol için düşürmemişler, ancak bu sefer de kontroller yetersiz ve karışık kalmış.
 

Users Who Are Viewing This Konu (Users: 0, Guests: 1)

Üst