Yeni yıldan beklentilerim(Ta Osman'ım)

Her yeni yıl umuttur!... Sevecenliktir… Güzelliktir…

Aşktır hakikattir…

2010'dan sportif beklentilerim de şunlardır;

Tribünlerde sevgi…

Rekabette nezaket…

Deplasmanda adalet

Küfüre son!

Renklerde cümbüş…

Formalarda canlılık

Yönetimlerde ahenk…

Sporda siyasete son!

Parada bolluk…

Golde çokluk…

Hakemlerde delikanlılık…

Ekranda pozisyon tekrarlarına son!

Alex'de hareket…

Arda'da bereket…

Oyunda maharet…

Sistemsizliğe son!

Milli takımda sabır

Yerli-yabancı hocada akıl…

Karşı fikre saygı…

Adam kayırmacılığa son!


Euro 2016 zarf attık

Zarfın üstü yarım adres!

Ülkemin Avrupa şampiyonasını almasına itiraz edecek tek kişi olamaz.

Ama bu şartlarda eleştirecek çok kişi çıkar.

Euro 2016'ya zarf atıyoruz zarfın üzerinde Türkiye yarım adres!

Seçilen statlar Türkiye'nin yarısında…

Ankara'dan ötesi Kayseri. Ondan ötesi yok!


Geçende Milliyet'te Mehmet Demirkol yazısının tepesine öyle bir Türkiye haritası koymuş ki ayıbımız şekillenmiş!

Futbol Federasyonu;

İstanbul

Fotoğrafta Türkiye'nin yarısı inkar edilmiş!

Tuhaf!

* * *

Ancak;

Federasyona da hak veriyorum;

Demek ki Ankara'dan ötesi emniyetli değil!

UEFA'nın en çok dikkat ettiği; ulaşım ve can güvenliği yok!

Yapma o zaman.

Bekle şartlar düzelsin öyle baş vur!

Bu ortamda;

Ne ülkenin yarısından sonrasını yok sayacak bir adım at

Ne veremeyeceğin bir hizmete soyun.

Daha statlarımız bile tasavvur halinde.

Bence bu girişim zamansız!



Şükrü Saraçoğlu'nu rahat bırakın

Fenerbahçe de Euro 2016'ya neden Saraçoğlu Stadı konmadı diye ateş püskürüyor.

Haklı mı?

Haklı!

Ancak bizim için alkış alan Saraçoğlu Stadı UEFA normlarına uymuyor.

Fener diyor ki; UEFA'ya uymuyorsa Milan-Liverpool UEFA finali nasıl oynandı bu statta?

Haklı mı?

Haklı!


Fenerbahçe'yi bu çıkışında haksız kılan şey Saraçoğlu için sorgulama çekerken amacını aşan suçlamalarda bulunuyor.


Federasyonu 'dümen çeviren' konumuna sokuyor. Ahmet Güvener'le MHK Başkanı Oğuz Sarvan'ı Fenerbahçe'ye karşı isimler olarak niteliyor. Birilerinin ihalelerde yolsuzluk yaptığını ima ediyor. Hep kurcalama… Neden? Gıcık olsun!


Aziz Yıldırım bunları bilerek yaparken Fenerbahçe'ye menfaat sağlamak istiyor.

Hoş değil.


Türkiye'nin saygın kulübü milyonların sevgilisi Fenerbahçe etrafı tehditle yönetmeyecek kadar büyük bir camia… Böyle yaparak antipatik oluyor. Her fırsatta federasyonla da kavga edilmez ki…


Bunu bir zamanlar 1990'larda Ali Şen de yapmış kulüp üyesi olan Futbol Federasyonu eski başkanı Şenes Erzik için; 'Kolundan tuttuğum gibi Erzik'i o koltuktan atarım!...' diye hakaretler yağdırmıştı.


Bunun üzerine Fenerbahçe camiası tvlerde maaile tartışmaya başlamış kirli çamaşırlar ortalığa dökülmüştü!...


2010'a girdik Fenerbahçe hiç değişmedi.

Sanırsınız bu köklü camianın hakkını birileri hep yiyor!

Sanırsınız bütün Federasyonlar; 'Fener'in kuyusunu kazan düzenbazlar grubu!'



Haluk Ulusoy Galatasaray'ı kayıran başkan!...

MHK Başkanı Ahmet Güvener de Galatasaraylı yandaş!

El insaf ama…

Bakın Euro 2016 stat seçiminden laf nerelere geldi!

O zaman Aziz Başkan'a da sorarlar;

'Adını stadınıza verdiğiniz Şükrü Saraçoğlu Türkiye Cumhuriyeti Başbakanıydı ve 17 sene Fenerbahçe kulübü başkanlığı yaptı. Acaba o döneme denk gelen bütün başarılar onun eseri miydi?'

Bana kalırsa asla değil!

Ama uluorta konuşup da bu sorulara da muhatap olmayacaksın.


Fenerbahçe camiası;

Hiçbir mazerete sığınmayacak kadar

Hiçbir başarısı inkar edilmeyecek kadar

Hiçbir kişi ve kurumun onun yoluna taş koymasının mümkün olmayacağı kadar büyük bir camiadır.

Bunu bütün dünya bilir ama tek bilmeyen de Fenerbahçe yönetimleridir!

Fenerbahçe yönetimi her olayı vesile bilip Federasyona kafa tutmaktan vaz geçmelidir!

Fenerbahçe'nin hedefinin yurt içinde üç yıl şampiyonluk istemesini kafama yatmasa da anlayabilirim ama bunu başarmak için her dakika federasyonu yerden yere vurarak amacına ulaşmaya çalışmasını da kimse kabul edemez!



Beyler!... Safları sıklaştıralım


Galatasaray'da her yıl 500 küsur kişi üye kaydediliyor kongrelerde yine 300 kişi var!

Niye? Duyarsızlıktan!

Her yönetim sandık başında kendilerini üye yapan başkan lehine oy kullanmaktan başka bir işe yaramıyorlar.


Sakın ha! yeni üyelere karşı olduğum sanılmasın.

Her Galatasaraylı bir diğerinden aşağı değildir ancak;

Üyelik de böyle olmaz!

Her kongre 300 kişiyle yapılırsa adama gülerler.

Galatasaray bunun tedbirlerini mutlaka almalıdır.

Yoksa kısa bir süre sonra Kongrelerde Divan Başkanı şöyle haykıracak;

'Sayın üyeler salonda dağınık oturmayalım önlere doğru gelelim… Lütfen safları sıklaştıralım…'

Ve sonra da galiba hep beraber;

Allah-u ekber denecek!

İyi bilirdik rahmetliyi…

UEFA Kupası da vardı!...




Galatasaray hancı herkes yolcu!


UEFA almış kadrodan bazı futbolcular geçen gün Galatasaray Spor Kulübüne üye kabul edildiler…

Aman aman…

Edilmez olaydılar!

Galatasaray Lisesi'nde yapılan bu törene hiç biri katılmadı!

Galatasaray üyeliği onlar için bir lütufken aralarında sözleşip gelmemişler…

Bunu takım içinde de yapıyorlardı bir zaman...

Tuhaf!

İnsan kabul edildiği camiaya daha ilk günden ters düşer mi?


Galatasaray'da şöyle bir durum var;

UEFA Kupası'na uzanan futbolcuların alayı Galatasaray'ı kendilerinin tapulu malı sanıyor.

Her fırsatta sanki onlar olmasa Galatasaray olmayacakmış havası yaratıyorlar.

Buna Fatih Terim de dahil!

Ayıp ama…

Koskoca Galatasaray olmasa hiç kimse olmazdı! Bunu unutuyorlar.


Galatasaray'a futbolcuların nasıl geldiklerini sonra nasıl dönüp Florya'nın kapılarında yattıklarını biliyoruz!... (Ergün Penbe ve Tugay Kerimoğlu hariç)


Şu çok iyi biline ki; Galatasaray hancı herkes yolcu!


Merhametten maraz doğar!

Galatasaray hıncını içinden atamamış takımın sol tarafındaki eski bir futbolcusu her fırsatta Galatasaray'ı yerden yere vuruyor!

Dinime küfreden Müslüman olsa!

Yahu; insan ekmek yediği yere böyle konuşur mu?

Ancak kedi yediği kaba pisler!

Etmeyin ama…

Belli ki merhametten maraz doğacak!


Galatasaray camiası bu güne kadar ne başarılı ne beyefendi oyuncular gördü;

Gündüz Kılıç gibi Atilla Yelkencioğlu gibi…

Hey gidi Galatasaray hey… Kimlerin eline kaldın!



Çingeneye beylik vermişler babasını kesmiş!


Galatasaray'da futbol oynamak bir şans işidir. Orada oynamak ücreti mukabilinde yapılan bir hizmettir. Alır paranı oynar gidersin… Galatasaray kaya gibi ayakta durur.

Adamsan eğer tarihe de kimliğinle geçersin aldığın kupalarla değil!

'Parayı başkan ödedi…'

'Hayır ben ödedim…!

'Biz alacağımızı da bir zamanlar çizmiştik…' gibi laflarla maddi değerleri sakın ha manevi değerlerin önüne geçirmeyin!

Galatasaray camiası mensubu olmak onun değerini anlayan akıllarca makbuldür.

Ve de üyeysen eğer artık soyunma odası muhabbetleri bitmiş demektir!

Galatasaray takım içinden gelen böyle örgütlü bir başka grup görmedi.

Galatasaray'a da böyle üye gerekmez!

Zaten kendileri de layık görmediler ki üyelik törenine katılmadılar!


Son söz;


UEFA için emeği geçen herkese binlerce teşekkür. Ancak O kupa Galatasaray'ındır ve Başkan Faruk Süren yönetimi zamanında alınmış altın harflerle de tarihe geçmiştir.

Gerisi vızıltı!


Teşekkürler Başkan Süren.



Üyelik hakkında;


Galatasaray'da eski sporcularla ilgili iki çeşit üyelik vardır.


1-Futbolu Galatasaray'da bırakanlar (Sporcular Grubu)

2-Galatasaray'da oynayıp futbolu başka bir takımda bırakanlar (C Grubu)

(İkisinin de üye giriş ödentisi farklıdır.)

(Faal futbolcular da futbolu bırakmadan kulübe üye olamazlar. Örnek; Okan Buruk)


Hakan Şükür ve Hasan Şaş sporu Galatasaray'da bıraktıkları için ne kadar para vermeleri gerekiyorsa vermişler ve üye olmuşlar. Törene gelmemişler.

Bülent Korkmaz sporu Galatasaray'da bıraktığı için ne kadar para vermesi gerekiyorsa onun yerine Başkan Polat vermiş üye olmuş. Törene gelmemiş.

Ümit Davala Tugay Kerimoğlu ve Vedat İnceefe (C grubu üye statüsünde) sporu Galatasaray'da bırakmadıkları için Başkan Polat onların yerine de 10.000'er TL vermiş ve bu eski sporcularımız da üye olmuş. Bunlar da törene gelmemişler. <div>
__________________
Yeniden Buradayım...